http://kitapayraci.tr.gg/  
  Ana Sayfa
  => HABERLER VE GAZETE YAZILAR
  => nasıl okunur
  => KİTAP OKUMANIN YARARLARI
  => DÜŞÜNÜRLERİN KİTAP HAKKINDA SÖZLERİ
  => okuma alışkanlığı
  TARİH
  ANI-BİYOGRAFİ
  KİŞİSEL GELİŞİM
  ROMAN
Bu site Sâmiha Ayverdi anadolu lisesi 10- TM sınıfı projesidir
nasıl okunur

                                    OKUMA

Dil kurallarına uyarak, yazılı iletişim öğelerini sözlü iletişim öğelerine çevirmek veya bunları kavramak, karşılaştırmalar yapmak, yorumlamak, fikir yürütmek ve yargıda bulunmak amacıyla zihnin duyu organları ile ortaklaşa yaptığı etkinlik olarak değerlendirilen okuma; bilgiye, duyulara ve göz hareketlerine dayanan bir etkinliktir

Okuma, basılı ya da yazılı sözcükleri duyu organları yoluyla algılama, bunları anlamlandırıp kavrama; zihinsel ve düşünsel bir edim, basılı ve yazılı simgelerle iletişimsel bir etkinlik içerisine girme, birtakım algısal ve bilişsel işlemlerden oluşan bir alımlama, yorumlama ve tepki verme  sürecidir 

Okuma, bir yazıdaki sembolleri tanıma ve anlamlandırma etkinliğidir. Okuma, algısal yönü çok yüksek, motor yanı daha düşük bir psiko-motor beceridir. Okuma sırasında, göz ve beyin ortaklaşa çalışır. Beyin, okuduklarını anlamak için hem zihinsel hem dilsel hem de dil dışı örüntüleri kullanmak üzere beyin hücrelerinin birçoğunu harekete geçirir. Dil sembollerinin anlamlandırılması, dil ögeleri arasında örüntüler oluşturup yeni düşüncelerin üretilmesi, var olan problemlere çözümler üretilmesi gibi etkinlikler  göz ve beyinin ortaklaşa gerçekleştirdikleri etkinlikler olarak karşımıza çıkmaktadır

Okuyup anlama, harfleri sözcüklere, sözcükleri cümlelere bağlayarak gerçekleşmez. Sözcük sözcük okumanın anlamayı engellediği, Kollers (1973) tarafından yapılan ve okumanın birbirini takip eden sözcükleri tanımayla sınırlı olmadığı tespit edilen çalışmayla ortaya konmuştur

Göz, satır üzerinde belirli noktalara sıçramalar yaparak bu noktalarda belirli sürelerde duraklayarak ilerler ve sözcük kümelerini bir bütün olarak görür. Zihin, bu bütünlük içinde, yazıyla anlatılan mesajı anlamaya çalışır. Bu yüzden okumayı seslendirme ve anlamadan oluşan iki yönlü bir beceri olarak değerlendirmek gerekir. Okuma becerisinin gerçekleşebilmesi için yazılı ve basılı sembollerin çözümlenmesi ve çözümlenen sembollerin anlamlandırılması gerekmektedir. Sembollerin çözümlenmesi görsel ve işitsel algıyla ilgili bir beceridir. Öğrencinin yazılı ve basılı sembolleri seslendirilebilmesi için işitsel ve görsel olarak okumaya hazır olması gerekir. Anlamanın kazanılmasında ise dil önem kazanır. Öğrencinin çözümlediği metni anlayabilmesi için kendi bilgi ve yaşantısıyla metin arasında ilişki kurabilmesi de gerekmektedir

Bunun yanında, okumanın bilişsel bir etkinlik olduğu düşünüldüğünde, okumanın görsel yanına ilâveten, okuyucunun gerek sosyo-kültürel hayatta ve gerekse daha değişik uğraşları sonucu önceden edinmiş olduğu bilgilerinin ve beklentilerinin de anlamada önemli bir payı olduğu söylenebilir

Okuma, temel olarak, belli bir metin dizgesini betimlemeyi amaçlar. Hangi yapıda, biçimde ya da durumda olursa olsun, okuma, kendi bağlamı ve tutarlığı içindeki bir metinde, kendisinden kaynaklanan (yani metindeki sözcükler ya da cümlelerin bir arada bulunmasıyla oluşan) anlamı keşfetmek ve ortaya koymak için göstergeler dizgesini gözlemleme; dizgeleri birbiriyle ilişkilendirerek sözcük anlamının ötesinde bir anlam bulma, yani okunanı anlamlandırma etkinliğidir

Bu etkinliği gerçekleştirmede, okuyan kişi, yazınbilimin ve metin çözümleme kuramlarının ortaya koyduğu metni anlamlandırma biçim ve yöntemlerini de kullanmış olur. Ancak okuma, yalnızca kuramlarla belirtilecek bir durum değil, aksine bütün kuramları aşan bireysel bir etkinliktir. Kısacası, bir metnin okuyucu tarafından okunması ve algılanması katı ilkelerle açıklanabilecek bir olgu değil, aksine devingen bir iletişim sürecidir

Motor açıdan bakıldığında, mekanik olarak okuma eylemini sağlayan beyin ve göz gibi organların yetkin olması; algısal açıdan bakıldığında, okuduğunu anlama ile ilgili stratejilerin kullanılması; duyuşsal açıdan bakıldığında ise, okumanın günlük yaşamdaki öneminin farkında olma ve okumadan zevk alma, okuduğunu anlama becerisinin kazanılmasında  belirleyici olan unsurlar olarak göze çarpar

Kitaplar

Kitaplar bize çağımızın en önemli unsurlarından olan DİLİMİZİ ve de ZAMANIMIZI en doğru bir şekilde kullanabilmemizi öğretir. Gelecekte iyi bir konuşmacı ve de yazar olabilmemize yardımcı olur

Okumanın önemi

Sözün rengini görmek, yeşilin sesini duymak, zamanı yakalamak, çağa ayak uydurmak için OKU.

Uygar bir topluma kavuşmak, kimsenin yardımı olmadan kendi ayaklarının üzerinde insanca yaşayabilmek İçin OKU.

İstiyorsak akıl ve fikir dünyamızı genişletmek, bilimin sunduğu en geniş sınırlar arasında gezinmek için Okumalıyız.

İstiyorsak yaratılış nedenini bilmek, gerçek hayat kurallarını öğrenmek için Okumalıyız.

İstiyorsak içinde bulunduğun karanlık denizinden çıkıp, ışığın sahillerinde dolaşmak ve de ışığın gölgesinde yaşamak için Okumalıyız.

İstiyorsak bu üç boyutlu dünya dışında dördüncü boyutu, maddenin mana alemini görmek, İYİLİĞE, DOĞRULUĞA, GÜZELE, GERÇEĞE, ulaşmak için Okumalıyız.

Sevgili öğrenciler, sen geleceğin yazarı, öğretmeni, belki de bir başbakanı. Okumakla bitiremeyeceğin bir ömür var önünde. Şimdi gerçeğin anahtarı senin ellerinde OKUMAK, OKU.

Çünkü sen okuduğun sürece özgürsün ve sen özgürlüğün sürdüğü sürece YAŞARSIN, OKU.

 

 

 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK  
  Sanatsız kalan bir Milletin damarları kopmuş gibidir." "Efendiler ! ...  
Günün şiiri  
  Önce sosyalistleri topladırlar
sesimi çıkarmadım,
Çünkü ben sosyalist değildim.
*
sonra sendikacıları topladılar
sesimi çıkarmadım,
Çünkü ben sendikacı değildim.
*
sonra yahudileri topladılar
sesimi çıkarmadım,
Çünkü ben yahudi değildim.
*
sonra beni almaya geldiler
Benim için ses çıkaracak
Kimse kalmamıştı.
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol